17 Temmuz 2014 Perşembe

Katmer Poğaça

Poğaça yapmakla ilgili fazlaca sorunları olan ben nihayet kusursuz bir poğaça tarifi buluverdim.
Yapımı biraz zahmetli ama garanti bir poğaça tarifi.
Çoğumuz biliyoruzdur ama ben yine de sizin için tarifi şuraya yazıyorum.


1/2 su bardağı sıvıyağ
1/2 su bardağı su
1 su bardağı süt
1 yumurta (sarısı üstüne)
1 instant maya
1 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz

150 gr. tereyağ
2 yemek kaşığı tahin

istediğiniz bir iç harç


Hamurumuzu yoğurup 12 bezeye ayırıyoruz.
Her beze pasta tabağı büyüklüğünde açılıyor.
Her açtığımız bezeye tahinli karışımdan sürüyoruz.(6 kat olacak)
Üst üste koyduğumuz 6 bezeyi açıp 16 parçaya kesiyoruz.
Her bir parçaya harç koyup rulo şeklinde (elmalı pasta yapar gibi) sarıyoruz.
Yumurta sarısı sürüp fırına veriyoruz.
180 C de pişmesi yeterli oluyor.

Afiyet olsun.


Tuğçemden Sevgilerle...

1 Temmuz 2014 Salı

Hünkarım Beğendi.




 Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İman yetmiş veya altmış küsur şubedir. Bunların en yükseği, ‘Allah’tan başka ilâh yoktur’ demek; en aşağısı ise, eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Hayâ da imandan bir şubedir.
Müslim, Îmân 58.

Beğendi için
5 adet patlıcan
1 çorba kaşığı un
1 su bardağı süt
1 limon
2 çorba kaşığı kaşar peyniri

Et Malzemesi
500 gr kuşbaşı et
2 adet domates
2 adet soğan
2 çorba kaşığı tereyağ
1 su bardağı sıcak su
1 çorba kaşığı sirke
Baharatlar

2 adet patates


Etleri tencereye alıp , etler bıraktığı suyu çekene kadar kavrulur.
 Tereyağı, yemeklik doğranan soğanlar eklenir.
biraz daha kavrulup sirke ilave edilir.
Rendelenmiş domatesler , baharatlar ,sıcak su en son da tuz ilave edilir.
Etler bu şekilde yumuşayana kadar pişirilir.
Közlenen patlıcanların kabukları soyulup limonlu suda 5 dakika bekletilir.
Suyu süzüldükten sonra ince ince kıyılır.
Tereyağında un sararana dek kavrulur.
Sürekli karıştırarak soğuk süt ilave edilir.
Karışım koyulaştığında ateşten alınıp ince kıyılmış patlıcanlar ve rendelenmiş kaşar peyniri eklenir.
Hızla karıştırıp servis tabağına alın.
Servis tabağına önce yuvarlak dilimlenip kızartılmış patatesleri üzerine beğendiyi üzerine de en son eti koyarak servis yapın.


Afiyet olsun..


Tuğçem'den Sevgilerle...

27 Haziran 2014 Cuma

Kabak Çiçeği Dolması


Ramazan Ayı, Allah Teâlâ'nın müminlere büyük bir ihsanıdır. Çünkü ramazan ayı; Kur'an, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Tövbelerin, duaların, hayır ve hasenatın kabul olunduğu mübarek bir aydır. Ramazan, kelime olarak yüksek dereceli sıcaklık veya güneşin şiddetli hararetiyle yerin ve taşların ısınması ve kızması anlamlarına gelmektedir. Bu ayda, tutulan orucun verdiği açlık ve susuzlukla yanma veya oruçla günahların yanıp silinmesinden dolayı yakma anlamı ile ilgili olarak Ramazan adı verilmiştir."

Hayırlı Ramazanlar.

Kabak çiçeği 
1 su bardağı pirinç
2 adet kuru soğan
1/2 su bardağı su
Maydanoz,nane
Karabiber , tuz , zeytinyağı
Domates salçası


Kabak çiçekleri sanırım bizim ailecek bayıldığımız bir zeytinyağlı. Yazın ananem sabah ezanından sonra toplar ayıklar doldururdu.Sadece yazın değil kışın da seve seve yediğimiz bu yemek ne zaman yesem bana çocukluğumu hatırlatır.
Kabak çiçeklerini sabah 7-8 den sonraya bırakmamak gerekir çünkü çiçekler bekledikçe böceklenir.
Ve ne bereketli nimettir ki her gün mahsul verir.
Kabak çiçeklerin sap kısmındaki uçları ayıklamamız yeterli olur sadece.Ben içindeki sarı kısmı çıkartmıyorum.
Yemeklik doğradığımız soğanları zeytinyağında kavurup üzerine yıkadığımız pirinçleri ekliyoruz.
Pirinçleri kavurup yeşillikleri ve baharatları da bir iki karıştırdıktan sonra yarım su bardağı suyu da ekleyip demlenmeye bırakıyoruz.
Dolma içi soğuyunca kabak çiçeklerinin içine birer tatlı kaşığı koyun.
Çiçeğin üst kısmını katlayıp , katladığınız yer altta kalacak şekilde tencereye hafif dik sıralayın.
Üzerine bir iki tatlı kaşığı zeytinyağını gezdirin.
Tuzunu ve suyunu koyup pişirin.
Piştikten sonra üzerine sarımsaklı yoğurtla servis ederseniz şahhane bir tat oluyor.
Bu zeytinyağlıyı tek pişirimlik olarak doldurup buzluğa da atabilirsiniz.


Afiyet olsun...



Tuğçem'den Sevgilerle....







26 Haziran 2014 Perşembe

Şeftali Rüyam.


Yaklaşık 1 haftadır evde vakit geçirmeyince ilk boş vakitte dolabı boşaltmak farz oldu.
Dolabın dip köşesinde neler de varmış. Ne de pasaklıymışım ben böyle :)
Meyve sevdiğim gün gibi aşikar. Amma velakin çilek ve şeftalinin yeri bambaşkadır bende. :)
Mevsimi gelmişse şeftaliyle birşeyler yapmamak olmazdı.


3 yumurta
1,5 su bardağı şeker
1 su bardağı süzme yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1/2 limonun suyu ( biraz da kabuğundan rendeleyebilirsiniz.)
2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
5 şeftali

Yumurta ve şeker köpük köpük olana kadar çırpılır.
Daha sonra sıvı yağ , yoğurt , limon suyu eklenip karıştırılmaya devam edilir.
En son olarak kabartma tozu ve un eklenip hamurumuz tamamlanır.
Şeftalileri üste gelecek olanları ince , ortaya gelecek olanları da biraz daha kalın dilimleriz.
Tepsiyi yağlayıp hamurun yarısını tepsiye yayıp elmaları dizeriz , kalan hamuru da ekleyip üstüne de kalan şeftalileri dizeriz.


Yarım saatten biraz fazla sürede pişiyor.

Afiyet olsun..


Tuğçem'den Sevgilerle...

10 Haziran 2014 Salı

Dut Yaprağı Sarması.



Dut yaprağı sarması şu sıralar çokça rastladığım ve merakımı iyice cezbeden bir tarifti.
Sonunda dayanamadım denedim.
Asma yaprağı sarmasıyla kesinlikle baş ölçemeyecek ama bir kere yedikten sonra damağınızda tadı kalacak bir tarif.
Durup dururken ahh bir dut yaprağı sarması olsada yesek der misiniz orası tartışılır.
Hafif bir acı damarının dışında yadsınacak bir lezzeti yok.


Taze dut yaprağı  
2-3 adet kuru soğan
2-3 adet yeşil biber
1 adet kırmızı biber
1/2 su bardağı pirinç
1/2 su bardağı bulgur
1 su bardağı su
1 yemek kaşığı domates salçası
Kimyon,karabiber,kırmızıbiber,pulbiber
Zeytinyağı



İnce doğranmış soğanı ve biberleri birlikte kavurun. Bulgur ve pirinci ekleyip kavurmaya devam edin.
Salçayı ekleyip karıştırın  ve suyu koyun.
Yarı pişirin ve en son baharatları ekleyip karıştırın.
Dut yapraklarını kaynar suya daldır çıkart yöntemiyle asma yapraklarını yaptığımız gibi haşlayalım.
Tazecik dut yapraklarını bu harçla sarıp önce birkaç dut yaprağı yerleştirip sarmaları tencereye dizin.
Üzerine zeytinyağı gezdirip 1 su bardağı su koyup pişirin.
Pişene kadar suyu azaldıkça ilave edebilirsiniz.
Afiyet olsun.

Tuğçem'den Sevgilerle...


9 Haziran 2014 Pazartesi

Portakallı incirli fındık kurabiye.



Kurabiye aşkımın tavan yaptığı zamanlardayım. Evimin mis gibi kurabiye ve tarçın kokması mutluluk sebebim.
Ne işim olursa olsun içimden kurabiye yapmak geliyorsa bütün işlerimi askıya alıp cici kurabiyeler yapabilirim.
Kurabiye yaparken dünyadan bi haber olduğum doğrudur.
Herkesin zevkleri mutlulukları farklı.
Benim en mutlu olduğum yer ( birçok kadının da olduğu gibi ) mutfağım.
Yepyeni bir şeyler yapmak , etrafımızdaki insanlardan küçük de olsa bir tebessüm koparmak için yapıyoruz sanırım bunu. 
Sizinle gerçekten aşık olacağınız bir kurabiye tarifi paylaşmak istiyorum.



Portakallı İncirli Fındık Kurabiye

2 yumurta ( oda sıcaklığında )
2 portakal kabuğu rendesi
1/2 portakal suyu
1 su bardağı pudra şekeri
1 paket margarin ( oda sıcaklığında )
1 fincan fındık kırığı
10 adet incir 
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
Tarçın


Herşeyden önce fırınımızı 170 C ye ayarlıyoruz.
Un hariç bütün malzemeleri karıştırıp özleşene kadar çırpıyoruz.
En son unu ekliyoruz ( unu kattıktan sonra hamuru elinizle yoğurmamaya özen gösterin.Elinizin sıcaklığı ile hamur içindeki yağı kusmasın. ) 
Kulak memesi kıvamında olan hamurumuzu fındık büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlıyoruz.
Öceden ısıttığımız fırınımızda 6-7 dakika pişmesi yeterli oluyor.Üzeri pembeleşmeye yakın alalım fırından.
Soğuduktan sonra üzerine tarçın serperek servis edebilirsiniz.
Çayla da nefis oluyor ama kahveyle bir başka oluyor bu kurabiyeler.
Afiyet olsun...


Tuğçem'den Sevgilerle...


5 Haziran 2014 Perşembe

Cici Blog Kardeşim :)

Sevgili Nebihan Akça'nın blog kardeşliğine ben de katılmıştım hatırlarsınız.Öncelikle Sevgili Nebihan Akça'ya teşekkürlerimi sunuyorum ve kocaman öpüyorum kendisini.
Eşleştirmede öyle cici bir blog kardeşim oldu ki inanın böyle bir kardeşim olmasını çok isterdim.Yeni tanışmamıza rağmen kendisini yıllardır tanıyor gibiyim sesini duymasam yüzünü görmesem de yıllardır yanımdaymış gibi hissediyorum.
Öyle mükemmel işler yapmış ki benim canım kardeşim ( Aslım annemle kulaklarını çınlattık epey) ünlü tasarımcıların yaptıkları yanında devede kulak kalır.
Annesi de resmi olmasa da bir terzi olan bir insan olarak bu tür konulara şu sıralar fazlaca merak sarmışken ben Aslımla tanışmam hiç de tesadüfi bir olay değildir.Kaderimde varmışsın Aslım. :)
Küçük bir fikirden büyük emekler vererek şahane şeyler yapmış.


Ben size şöyle küçük bir örnek paylaşayım. Aslımla ilgili daha fazlasına şuradan ulaşabilirsiniz.

Nice uzun uzun dostluklara. Hoşçakalın...


Tuğçem'den Sevgilerle.... 

29 Mayıs 2014 Perşembe

Nefis Damla Çikolatalı Kurabiyeler



Küçüklüğümden beridir bir kurabiye aşkı sürüp gider bende. Fırından gelen o kurabiye kokusu hep mutlu etmiştir beni. Sanırım ailecek böyleyiz. Kekten bıkan ahaliye dün gece yapılan kurabiyeler ne yazık ki sabaha çıkamadılar. Mutlu olma sebeplerimden birisi de kurabiyelerin tek bir kırıntı kalmayacak şekilde silinip süpürülmesi.
Gelelim kurabiyemize.

2 yumurta ( oda sıcaklığında )
Yaklaşık 1 su bardağı damla çikolata
1 su bardağı + 2 yemek kaşığı pudra şekeri
1 paket margarin ( oda sıcaklığında )
1/2 çay bardağı sıvıyağ
1 limon rendesi 
2-3 damla limon suyu
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Fırınımızı 170-180 C ye ayarlıyoruz ki biz kurabiyelerimizi ayarlayana kadar ısınsın.
Pudra şekeri ve damla çikolata hariç bütün malzemeleri karıştırın. Ele yapışmayan ama sertte olmayan bir hamur yapıyoruz.Sırasıyla pudra şekeri ve damla çikolatayla hamurumuzu yoğuruyoruz.
Yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye ( ben kaşıkla şekil verdim. ) şekil verdiğimiz kurabiyelerimizi yerleştirip yaklaşık 10-12 dk. çok kızarmayacak şekilde pişiriyoruz.
Çayın kahvenin herşeyin yanında nefis bir tat.
Afiyet olsun.


Tuğçem'den Sevgilerle...

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Diyetteyken Aç mı Kalalım?

Şu aralar fazlalıklarımla başım dertteyse ve yaz koşar adım yaklaşıyorsa dur demek lazımdı tabii ki bu duruma.
Birkaç gündür kendimce karbonhidratlara ve yağlara karşı bir savaş başlatmış durumdayım.
Diyet yaparken bir yandan da doyacağım damak tadıma iyi gelecek kendimi iyi hissedeceğim şeyler yemek istiyorum dolayısıyla. Eh görsellik olmadan olmaz tabii ki.
Kilolarımızla aramız iyi değilse açlıktan ölelim mi yani. Tabii ki de hayır.
Dün akşam bu konuya bir çözüm getirmeye çalıştım .Sonuç , gayet başarılı. :)


Yemeğinizin önce görüntüsünü sevin. Önce gözleriniz doymalı , görüntü hoşunuza gitmeli.
Sonrası zaten iradenize ve hayallerinize kalmış bir iş.

Kolayca yapabileceğiniz aslında hepimizin bildiği bir fırında kabak .

2 adet sakız kabak
1 domates
2 yeşil biber
1 yemek kaşığı sıvıyağ
Karabiber, Kekik, dilerseniz pul biber
2 yemek kaşığı süt 
2-3 dilim kaşar peyniri 



Dedim ya önce gözünüze güzel gelsin diye. Kek kalıbında illa kek mi pişirilirmiş canım. Ne varmış ben kabak pişirdiysem :)
Kabaklarımızı alacalı soyup ince ince dilimliyoruz.Yağlı kağıt serilmiş tepsimize diziyoruz.
Domates ve biberimizi de doğrayıp onları da tepsimize yerleştiriyoruz.
Yağı ve sütü malzemelerin üzerine gezdirip baharatlarımızı da serptikten sonra önceden ısıttığımız 200 C fırında (yaklaşık 10 dk yeterli oluyor ) pişiriyoruz.
10 dakikadan sonra fırını kapatıp kaşar peyniri dilimlerini de koyup eritiyoruz.

Ve sonuç ;

Afiyet olsun.

Tuğçem'den Sevgilerle....



22 Mayıs 2014 Perşembe

Mim Mim Mimmm :)

Bu mim olayı bir şahane.. :)
Sevgili Esenciğim ilk mimine beni de eklemiş. ( Açıkçası tam olarak çözemedim bu mim olayını ama çok zevkli ve hoş bir olay olduğu kesin. )

Heyy bu tam olarak da benim . ( aslında annem sinirlendiğinde bana bu şekilde hitap eder. ) Olsun çok sevimliyim sonuçta. :)

TAG'landim, Tag'ladim,
          1) Telefonun nerede?
   Elimde

2) Partnerin?
Ahh Sevgili. Kalbimde,aklımda,her kelimemde... :)

3) Saçlarin?
kimse bilemez,göremez ;)

4) Annen?
mis kokulum , en değerlim, canparem, idolüm...

5) Baban?
huzur bulduğum, ilk aşkım..

6) En sevdiğin eşya?
mor kek çırpıcım :)

7) En son gördüğün rüya?
ımm uyuduğumu görüyordum... şahane bir rüyaydı :)

8) Hayalindeki araba?
kıpkırmızı miniminnacık bir araba :)

9) içinde bulunduğun oda?
çalışıyorum ben :(

10) Korkun?
yalnızlık, karanlık, sessizlik,...

11) On sene içinde ne olmak istiyorsun?
ÖYle büyük hayallerim var ki ilki anne olmak diğerlerini on sene sonra konuşalım :)

12) Sen ne değilsin?
egoist
13) En son yaptigin sey?
bi önceki blog yazım :)

14) Uzerinde ne var?
eteğim,hırkam , boğazlı badim :) ( evet bu sıcakta hala boğazlı giyiyorum )

15) Senin hayatin?
onunla anlam kazandı

16)Moralin?
süpper :)

17) Su an ne dusunuyorsun?
yarın ki misafire ne yapsam ki ben :)

18) Senin bilgisayarın?
sony
19) Bira?
cık cık cık çok ayıp...

20) Aşk?
ömrümce benimle kalsın kelebeklerim. :)

Ben de ;
byazra ki o benim canım olur. 
Bal Tatlısı adlı arkadaşımı (ki o dolmalardan bende istiyorum .)
Diktiklerim adlı şahane bir bayanı . Her yazısını tekrar tekrar okuyorum. Hatta onun yüzünden evime dikiş makinesi bile alabilirim :)
mimliyorum.

Kendilerini zaten büyük bir zevkle takip ediyorum bundan sonra da adım adım takipteyim. :)



Tuğçem'den Sevgilerle.... :)




21 Mayıs 2014 Çarşamba

Blog Kardeşliği....


Sevgili Nebihan Akça'nın başlattığı blog kardeşliğine ben de katılıyorum efendim.
Kendisine başlattığı bu güzel etkinlikten dolayı teşekkür ediyorum.
Kendisine buradan tık tık yaparak ulaşabilirsiniz. :)

Sizleri de bu etkinliğe katılmaya davet ediyorum.

Yaşasın blog kardeşliği...

Tuğçem'den Sevgilerle... :)

Mantar Kurabiyeler...

Şu sıralar eminim herkes benim gibi fazlaca buruk ve hüzünlüdür.
Önce Soma yaktı canımızı .. En derinimize işledi feryatlar..  
Sonra Bosnamız can paremiz sular altında kaldı. 
Canlarımızı kaybettik. Rabbim bir daha bizi böylesi büyük acılarla sınamasın inşallah. 
Rabbim kaybettiklerimizi şehitlik mertebesiyle müjdelendirsin , geride kalanlara da sabırlar ihsan etsin.
Hayatımızda onca acı varken üzerine böylesi kötü haberler alınca canımız hiçbirşey yapmak istemedi. 
Açıkçası ne yapasım ne de yazasım gelmedi. 
Dün akşam artık can sıkıntısı mı desem rahatlamak isteğimi desem her neyse evde onca iş dururken bütün akşamımı mutfakta geçirdim diyebilirim. 
Küçükken babanemler teyzemler biz aynı bahçe içinde otururduk. Sanırım en mutlu günler o günlerdi.
Teyzem çok fazla hamurişi tatlı kurabiye yapardı. 
Küçükken onunla çok güzel mantar kurabiyeler yapardık .
O tepsiye dizer ben de üzerine şeklini verirdim. 
Dün kendimi bu kurabiyelerden yaparken buldum benim yanımda kapak basacak yoktu ama eski günleri hatırladım. 
Yıllardır yapmamış hatta yıllardır yememiştim bu kurabiyelerden. 

Yapmak istersiniz diye şuralara biryerlere tarifini bırakıyorum  .. 

1 paket nişasta
1 paket pudra şekeri
1 paket margarin ( eritme ) 
2 yımurta ( oda sıcaklığında ) 
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Yaklaşık 2,5-3 su bardağı un
Üzerine tarçın veya kakao 

Nişastayı ve pudra şekerini karıştırın . Önce margarini daha sonrada kalan malzemeleri ekleyin. 
Margarininiz eklerken çok sıcak olmasın ki yumurtayı pişirmesin.
Unu eklerken hepsini bir anda eklemek yerine yavaş yavaş ekleyin.
Hamurumuz kıvamını aldığında cevizden küçük parçalar koparıp yuvarlıyoruz ve üzerine kakaoya veya tarçına batırılmış kola kapağını bastırıyoruz. Tarçın benim damak tadıma daha çok uyuyor ama tabii ki tercih size kalmış.


Musmutlu günleriniz olsun..
Afiyet şeker olsun.. 



Tuğçem'den Sevgilerle.....


7 Mayıs 2014 Çarşamba

Patatesli Gül Böreği




Hayatta neler oluyor neleri atlatıyor insan. Bomboş yaşıyoruz aslında. Ceplerimiz boş göçüp gideceğiz bu dünyadan. Nereden çıktı diyeceksiniz. Ben bu aralar biraz bu haldeyim.
Bu da geçer elbet deyip sabırla beklemekteyim.
Gerçi bu ruh halinin içine düşmemize sebep yine bizden başkası değil aslında.
Hayat acı ..
Yenilgiler , başarılar , umutlar , yaşanamamışlıklar , keşkeler... Bu liste uzayıp gider.
Daha önce de dediğim gibi (ama bir türlü başaramadığım gibi ) hayatta jetonlarımızı kullanmak lazım.
Bu sıralar can sıkıntılarımı kitaplarla gidermeye çalışıyorum.Sonuçta kitaplar iyi ki var.
En son Debbie Macomber in Küçük mucizeler dükkanını okudum. Çok özeniyorum ben bu hayatlara. Hele de azıcık da olsa benim hayallerimi içlerinde barındırıyorlarsa yaa bitmesin bu kitap diye üzülüyorum. 
Ben yeni okuma fırsatı buldum sizede tavsiyemdir muhakkak okuyunuz. Mucizeleriniz için sebep verebilir sizlere....

Gecenin bir yarısı uykusu kaçınca insan 
oyalanmak için bir şeyler arıyor demek ki.Yoksa nasıl geçecek koskoca gece. Sanırım evden uzunca bir müddet ayrı kalmakla da alakası var bunun.
İnsan evinin o tanıdık kokusunu özlüyor.Benim ki de bir nevi hasret gidermekti işte.
Bu böreği de hem doyuruculuğu hem de ikramdaki şıklığı açısından çok seviyorum.

Malzemeler
3 yufka 
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
Kabartma tozu
3 yumurta ( oda sıcaklığında)
Tuz
İstediğiniz iç malzeme

Herşeyden önce fırınımızı 180 C ye ayarlıyoruz.
Süt , sıvı yağ , yumurtalar, tuz ve kabartma tozu karıştırılır.Bu harcı yufkaların içine ve üzerine sürmek için kullanacağız.
İstediğiniz bir iç malzeme kullanabilirsiniz. Ben patatesli yaptım böreğimi. Patatesli iç malzemenin yapılışına buradan tık tık yaparak ulaşabilirsiniz.

Yufkalarımızı 4 ' e bölüyoruz. Üçgen parçalarımız olmuş oluyor böylece.
Parçalarımızın her tarafına harcımızı sürdükten sonra iç malzememizi yufkanın geniş olan kısmına düz çizgi şeklinde koyuyoruz.
Geniş taraftan başlayarak sarıyoruz yufkalarımızı , içten dışa doğru salyangoz kabuğu şeklinde kıvırıyoruz.
Yufkalarımızın hepsini bu şekilde yaptıktan sonra kalan iç harcımızı böreklerin üzerine sürüyoruz.

böreklerimizin üzerine susam , çörekotu serpebilir ya da boş bırakabiliriz.

35-40 dakika üzeri kızarana kadar pişecek böreklerimiz.

Afiyet olsun.


Tuğçem'den Sevgilerle.....








29 Nisan 2014 Salı

Pambık Poğaçalar...


Mutlu haftalar...
Dün gece mutfağı toparlama bahanesi ile girip poğaça yapmaya koyuldum. 
Ablacığımın tarifi ve de yardımıyla gecenin ilerleyen saatlerine doğru şu kısacık ömrümde yaptığım en güzel poğaça çıkıverdi fırından. 
( açıkçası iki denemden sonra üçüncüde tutturabildim) 
Ama bu sadece bana has birşey çünkü ne zaman poğaça yapmaya karar versem hüsran ile sonuçlanıyordu. Ta ki dün geceye kadar.

2 yumueta ( birinin sarısı üzerine)
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı süt
2 tatlı kaşığı tuz
3 yemek kaşığı şeker ve ılık su
1/2 yaş maya
Aldığı kadar un
Üzeri için susam veya çörek otu

Un hariç tüm malzemeler karıştırılır. En son un eklenir ve çok sert olmayan ama ele de yapışmayan bir hamur yoğurulur.
Yağlı kağıt serilmiş isterseniz şekil vererek ya da yuvarlayarak dizin.
Tepsinizin üzerini streçleyip en az 1 saat mayalandırın. Ne kadar çok mayalanırsa o kadar iyi.
Fırına vereceğiniz zaman üzerine yumurtasını sürüp çörekotu veya susamınızı atıp önceden ısıtılmış 180 C fırında üzeri kuzarıncaya kadar pişirin. 


Benim gibi poğaça yapmak ile ilgili sorunları olan varsa muhakkak bu tarifi deneyin . Garanti veriyorum pişman olmayacaksınız.

Afiyet olsun...




Tuğçem'den Sevgilerle... 

23 Nisan 2014 Çarşamba

Nefis Çaylı Kakaolu Kek

Arayı biraz açmışım kusuruma bakmayın.Aslında yapıyorum bir şeyler boş duruyor değilim ama açıkçası burayı pek gözüm görmedi bu aralar.
Mutfağa girip de bir şeyler yapmam için sanırım evde yalnız kalmam gerekiyor.
Yalnızlıktan sıkılıp direk mutfağa atıyorum kendimi.
Dün akşam da Bay T akşam beni evde tek başıma bırakınca eh dedim mutfakla hasret giderelim.
Ve de sizlerle çok sevdiğim çaylı kekimi paylaşmak istedim.

Malzemeler 
3 yumurta
1/2 kahve fincanı su
1 su bardağı soğuk demli çay
1/2 su bardağı sıvıyağ
1,5 su bardağı tozşeker
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya veya limon kabığu rendesi
1 çay kaşığı tarçın 
3 yemek kaşığı kakao

Yumurta ve şekeri iyice çırpın. Daha sonra sıvı malzemeleri ekleyip karıştırmaya devam edin.Önce kakaoyu daha sonra da un,kabartma tozu ve vanilyayı birlikte eleyerek karıştırmaya devam edin.
180 C önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 20 dk. pişirin.
Harika yumuşacık pamuk gibi bir kekimiz oluyor.
Çaylı keki ilk duyduğumda yüzümü buruşturmuş yok artık yahu iyice abarttılar bu mutfak olayını demiştim.
Sözümü geri alıyorum hata yapmışım.

Afiyet olsun.


Size bir Ahmet Ümit hayranı olduğumu söylemiş miydim?
Beni benden alan , İstanbul aşkımı depreştiren , ağzım açık hayretler içerisinde bırakan bir kitaptı.
Bu kitabı yeni okuyan benim yorumum çok geç kalmışım.
Hem bilgilendim hem ilgilendim hayretler ettim. Kimi yerde ağlayacak da oldum kimi yerdede tatlı bir tebessüm kondurdum dudağımın bir kenarına.
Tavsiyemdir okuyunuz. Yanında bir fincan kahveniz ve çaylı kekiniz ile. :)



Tuğçem'den Sevgilerle....




12 Nisan 2014 Cumartesi

Kıvır Kıvır Kıvırma Böreği... ( Namı Diğer Pileli Börek )

Bu aralar mutfağımla sıkı fıkı bir dost olmaya başlıyoruz sanırım.
Ne yalan söyleyeyim ne kadar yorgun olursam olayım sanırım mutfakta vakit geçirmek kadar pek de birşey rahatlatmıyor beni.
Anneciğimin beni tarif ederken kullandığı ve benim de yüzümü gülümseten bir tabiri var : Evcimen Hanım.
Açıkçası evcimen bir hanım olmak da hoşuma gidiyor.
Hoşuma giden yemeklerin pasta böreklerin resmini çekip ya da tarifini hemen bir kağıda geçirip en acilinden yapmaya çalışıyorum.
İtiraf etmek gerekirse bu tarifi nerde gördüğümü bile hatırlamıyorum.
Galerimde resimlere bakarken çarptı gözüme. Allah bilir nerede ne zaman çekmişim resmini de unutmuşum. İlahi ben :)
Çalışan hanımcıklar için böylesi tarifler hayat kurtarıcı oluyor sanırım.

Malzemeler

5 adet yufka
1/2 kg yoğurt
2 yumurta
1/2 çay bardağı sıvıyağ
Dilediğiniz çeşit peynir
Dilerseniz maydanoz
Tuz
Susam



Yumurta yoğurt tuz ve sıvıyağ ile harcı hazırlayın.
Yufkayı serip yarısına harcınızdan sürün.Yufkayı ikiye katlayıp harcı diğer tarafına da yedirin.
Yufkayı tekrar açıp yarısına maydanoz ve peynirden hazırladığınız iç malzemeden serpiştirin. 


Yufkayı tekrar ikiye katlayıp ortaya doğru büzüştürün.4 er parmak kalınlığında kesin ve yağladığınız fırın tepsisine sıra sıra dizmeye başlayın.Kalınlıklar aynı olursa servisi de daha kolay oluyor. Zaten piştikten sonra dilimlemenize bile gerek kalmıyor.


Bütün yufkaları dizdikten sonra kalan harcı dilimlerin arasına da iyice yedirerek sürüyoruz üzerine. Susamlarımızı da serpiştirip önceden ısıttığımız yaklaşık 200 derece fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.


Dediğim gibi piştikten sonra dilimlemenizi bile gerektirmiyor. Tadı ve görüntüsüyle de su böreği mi bu izlenimi oluşturuyor insanda. :)



Yarın kahvaltıda bunu mutlaka yapın. Afiyet olsun.

Mutlu haftasonlarınız olsun.



Tuğçem'den Sevgilerle....





11 Nisan 2014 Cuma

Benim Güzel Kapuskam :)

Ne zaman salata yapayım çiğ yiyeyim diye lahana alsam aldığım ilk gün ucundan biraz yiyip daha sonra dolapta günlerce unutup en sonunda lahanalar kendinden geçince zavallıcıkları çöpe atıyorum üzülerek...
Size geri dönüşüm diye adlandırabilecrğimiz bir tarif vereceğim. Kapuska... 
Tadı da adı kadar değişik. 
Yaparken vazmıgeçsem acaba yaptıktan sonra da bir tabak daha hesabı.



Malzemeler
Beyaz lahana 
Kuru soğan 
1 yemek kaşığı salça 
1 çay bardağı pirinç

Lahana ve kurusoğanı yemeklik doğrayın. Önce kurusoğanı pembeleşinceye kadar kavurun. Daha sonrada yemeklik doğradığınız lahanaları ekleyin üzerine bir güzel suyunu çekene kadar kavurun. 
Suyunu çeken lahanaların üzerine sıcak suda çözdüğünüz salçayı ekleyin pirincini ve üzerini örtecek kadar sıcak suyunu da ekleyip pişmeye bırakın..


Sonuç tabii ki mükemmel bir tat. 

Afiyet olsun. 

Tuğçemden sevgilerle....

7 Nisan 2014 Pazartesi

Dostlar Evimi Şenlendirdi...

Lise yılları insan ömrümün en güzel çağı sanırım .
 Üniversite okusam fikrim değişir miydi bilmem ama şundan eminim ki lise arkadaşlarımı hiçbir şeye değişmem .
 Biz ki yıllar boyu görüşmeyip görüşemeyip o arkadaşlıktan dostluktan hiçbir şey kaybetmeyen insanlarız.
Biz işte bu sevgili dostlarla yine bir pazar kahvaltısında buluşuverdik.
 Konuşacak ne de çok şey birikmiş.
 (ben grubun sessizi olarak can kulağıyla dinleyiverdim arkadaşlarımı yapı meselesi sanırım onlar bundan şikayetçiler ama ben gayet iyiyim böyle )


Kimimiz evlendi kimimiz okumaya devam etti kimimiz de iş hayatına atıldı.
Ne mutlu ki bize arada tek tük pürüzler çıksa da biz hala dostuz ve daha nice nice yılları deviririz inşallah.


Dostlarım benim evime ilk defa gelir de ben durur muyum.
Hakkıyla ağırlamak lazım gelirdi inşallah ben de layıkıyla ağırlamışımdır dostlarımı.
Evimi şenlendirdiler , mutlu ettiler , gönül aldılar , sevdiler , sevildiler...




Dost sofrasın da dostlara en sevdiğim kurabiyemden de yaptım.
Benim gibi tarçına (özellikle kokusuna ) hasta bir insandan bunu kullanmamamı bekleyemezsiniz . :)

1 paket margarin ( eritme)
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 çay bardağı pudra şekeri
Aldığı kadar un ( 2 - 2,5 su bardağı gibi)

Bulamak için

Tarçın
Toz şeker

Un hariç bütün malzemeler karıştırılır iyice özleşene kadar çırpılır.
Fırın açılır derecesi 175 e ayarlanır.
kurabiye harcına un da yavaş yavaş eklenerek hamur yoğurulur.
Sert bir hamur olmayacak ki kuruyup kalmasın ağızda dağılsın.
İstediğiniz şekli verip fırına veriyoruz.
10 dk ya kalmadan pişiyor kurabiyelerimiz.
Tarçınla toz şekeri karıştırıp fırından tazecik çıkan kurabiyelerimizi sıcağı sıcağına buluyoruz bu karışıma.
Hafif ılıdıktan sonra ikram edebilirsiniz.
Kokusu tadı baştan çıkarıyor zaten insanı tadı damağınızda kalıyor.


Afiyet , bal , şeker.....


Tuğçem'den Sevgilerle....


31 Mart 2014 Pazartesi

Aşk'la Kahvaltı...

Biz bu pazar kendimize şöyle en güzelinden bir kahvaltı hazırladık.  
Benim diyette bu kahvaltının karşısında koşarak uzaklaşıverdi tabii ki . 
Haftaiçi çalışıyor olduğumuz için pazar günleri kahvaltısının bizim için değeri çok büyük.
 Haftaiçi orada burada bloglarda instagramda gördüğüm pankeki bir de ben deneyeyim dedim. Denemeseymişim keşke . Annem duymasın sanırım üç dört adet yiyiverdim. 



 Malzemeler 
2 adet yumurta
 2 su bardağı süt
 50 gram margarin ya da tereyağı 
1 paket şekerli vanilin
 1/2 paket kabartma tozu 
1 çay bardağına yakın toz şeker 
2 su bardağına yakın un





Önce şekerle yumurtayı bir güzel çırpıp ardından diğer malzemeleri katalım.
 Tahin kıvamında bir hamur olması gerekiyor. 
Isınan teflon tavaya bir kaşık yardımıyla istediğimiz büyüklükte aktarıp önlü arkalı pişirelim.
 Balla reçelle bilhassa çikolatayla mükemmel bir birleşim oluyor.
 Servis sırasında üzerine pudra şekeri serpersek görüntüsü de cici oluyor .
 Gerçi görüntü bu şekilde de ağız sulandırıyor.
 Kalabalık bir kahvaltıda muhakkak deneyin. 
Afiyet bal şeker olsun.
Mutlu haftalar dilerim herkese...



 Tuğçem'den Sevgilerle.....